Tarihçi-yazar Ayhan Yüksel için Tirebolu sadece bir doğum yeri değil; kimliğinin, hafızasının ve kaleminin beslendiği bir kaynak. Ne zaman Karadeniz’in herhangi bir köşesinde bir konferansa ya da sempozyuma katılsa, dönüş rotası mutlaka Tirebolu’dan geçiyor. Çünkü o, her fırsatta “memleketinin havasını solumadan rahat edemeyen” bir isim.

Son olarak Prof. Dr. Feridun Emecan ile birlikte katıldığı Bulancak Tarihi Konferansı’nın ardından Giresun’dan ayrılmadan önce yönünü yine Tirebolu’ya çevirdi. Çocukluk günlerinin izlerini taşıyan sokaklarda yürüdü, dostlarını ziyaret etti. Avcılar ve Atıcılar Derneği’nde yapılan samimi sohbetlerle geçmişe kısa bir yolculuk yaptı.

Aydın Coşkun Arısanat Yayınevi'ni Yeni Adresi Bağcılar'a Taşıdı
Aydın Coşkun Arısanat Yayınevi'ni Yeni Adresi Bağcılar'a Taşıdı
İçeriği Görüntüle

Ayhan Yüksel Doğduğu Topraklarda 01

Tirebolu Kalesi’nde ise özel bir an yaşandı. Yüksel, bizzat kendisinin kaleme aldığı 42. Gönüllü Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Avni Alpaslan’ın özgeçmişinin yer aldığı bilgilendirme panosunun önünde objektif karşısına geçti. Bir anlamda hem kendi emeğinin hem de memleket tarihinin önünde tarihe bir kez daha not düştü.

Ayhan Yüksel’in Tirebolu’ya olan bağı hiç kopmadı; hatta yıllar geçtikçe daha da güçlendi. Her gelişinde birkaç saat de olsa memleketinin kokusunu içine çekiyor, denizin sesinde geçmişin yankılarını dinliyor. Belki de bu yüzden, onun yazılarında Tirebolu’nun rüzgârı, dalgası ve tarihi hep bir şekilde hissediliyor.